Aşkı En İyi Kim Anlatmış?
Alıntılarla Aşk Yolculuğu
-Bazen bir sevgili için her şey bırakılır yüzbaşım. İnsan bir öfke ânında arkadaşını, bir buhran dakikasında kendisini öldürebildiği gibi, aşk denen hastalığın şiddetlendiği bir sırada da istikbalini, hâlini, mazisini, her şeyini feda edebilir.
Pusat doktora istikrarla baktı:
-Bunları iradesiz, karaktersiz ve zayıf adamlar yapar.
Doktor büsbütün hüzünlenen bakışlarını pencereden da uzaklara çevirerek cevap verdi:
-En kuvvetli insanların da zayıf anları olur.
Ruh Adam- Hüseyin Nihal Atsız
Aşk gözleriyle değil, hayaliyle görür, kanatlı Cupid (Eros) resimlerde bu yüzden kördür.
William Shakespeare
Bir Yaz Gecesi Rüyası, William Shakespeare
“bana hastanede” karın öldü! “
Dediklerinde ne yapacağımı, nasıl tepki vereceğimi bilemedim, içimden eve gidip karıma olanı anlatmak ve bana ne yapmam gerektiğini söylemesini istedim”
-Tolstoy
Aşk diyorsunuz ya,
İşte orada durun bayım
Islak unutulmuş bir taş bezi gibi kalakaldım
Kendimin ucunda
Öyle ıslak,
Öyle kötü kokan,
Yırtık ve perişan.
Ah’lar Ağacı, Didem Madak
Aşk dünyayı başka türlü gösteriyor insanı yumuşatıyor. Allah kahretsin sulu gözlü bir yaratık yapıyor.
Tutunamayanlar, Oğuz Atay
“Sen şehvete aşk adını koymuşsun. Ah! Bir bilebilsen; şehvetle aşk arasında ne uzun bir mesafe var!”
Mevlana, Sezai Karakoç
Aşk, bütün Tanrısal olan şeyler gibi, insanın fiziksel ve ruhsal olarak kendisine teslim olmasını bekleyen, korkutucu bir Tanrıça’dır. Tapınma biçimi, ona karşı acı çekmektir ve olayın zirvesi, kişinin kendini tümüyle feda etmesi, yani intihar etmesidir.
Sahip Olmak ya da Olmak, Erich Fromm
Dudaklarının arasına sıkıştırılmış
Ve ters yakılmış
Aşk, Charles Bukowski
Aşk değildi bu. Aşk olsa hesap yapacak mecali kendinde bulamazdın. Bu kadar hesap yapmaya ne gerek vardı? Hepi topu aşk işte. Gelir, yaşanır ve günü gelince biterdi.
Nar Ağacı, Nazan Bekiroğlu
“Gün gelir ve anlar ki insan, yaşadığı her şey bir yalandır,
Geriye vazgeçemediği bir aşk ve kabullenemediği bir yalnızlık kalır…”
Cengiz Aytmatov
Aşk, insanları işbirliğine götüren ilk ve en yaygın heyecan şeklidir; sevgiyi şu ya da bu derecede tatmış olanlar, kendileri için en yüksek “iyi”nin, sevilen olmadığını söyleyen bir felsefeyi benimseyemezler.
Mutlu Olma Sanatı, Bertrand Russell